🎇 Peygamberlerin Özellikleri Sıdk Emanet Fetanet Ismet Tebliğ
Peygamberlerin belli görevleri ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bununla beraber peygamberler seçilmiş kişiler olarak bazı sıfatlara sahiptir. Bunlar ismet, fetanet, emanet, tebliğ ve sıdk olarak bilinmektedir. Peygamberler, bir ashaba, ümmete ya da bir kabileye gönderilmiştir. Bütün insanlığa gönderilen bir tek peygamber vardır.
Peygamberlerin Vasıfları: Peygamberlerin tümünün beş temel vasfı vardır. Bunlar: “Sıdk, Emanet, Fetanet, Tebliğ ve İsmet”tir. Bu vasıfları üzerinde taşımayan peygamber olamaz; peygamberlik iddia ediyorsa bu sahte olur. Sıdk: Doğruluk ve asla yalan söylememektir.
PeygamberlerinÖzellikleri (Sıfatları): 1. Sıdk: “Doğru olmak” demektir. Peygamberler sözlerinde ve işlerinde doğru insanlardır. Asla yalan söylememiş, hile ve haksızlık yapmamışlardır. 2. Emanet: “Güvenilir olmak” demektir. Bütün peygamberler güvenilir insanlardır.
Tebliğ: Peygamberlerin Allah’tan aldıkları vahiyleri eksiksiz olarak insanlara iletme görevine tebliğ denir. Bütün peygamberlerin temel görevi tebliğdir. Tebliğ, sadece iletmek anlamına gelir. Israr etmeden, kimseyi zorlamadan sadece kendilerine gelen vahiyleri dile getirmiş olmalarıdır. Fetanet: Peygamberlerin akıllı ve zeki
Peygamberve İlahi Kitap İnancı - Peygamberlerin Özellikleri. Peygamberlerin özelliklerini (emanet, sıdk, fetanet, tebliğ, ismet) dinleyerek öğrenelim. İlgili Kazanım. 2. Peygamberlerin özelliklerini ve görevlerini açıklar. Kapat.
Peygamberlerinsıfatları. tebliğ. tevhid. Bazı okuyucular, bütün peygamberlerin peygamberlikleri bildirilmeden önce de, günah işlemedikleri malum iken, neden meallerde, Hz. İbrahim’in, yıldıza, aya ve güneşe “Bu benim Rabbim” dediği yazılı diye soruyorlar. Hiçbir peygamber, peygamberliğini tebliğ etmeden önce de
Peygamberlerinsıfatları özellikleri ve anlamları deyince Peygamberlerin ismet, fetanet, sıdk, emanet, Tebliğ gibi fıtri üstünlükleri ve imtiyazları, bize sadık bir rehber olmalarını temin ediyor. Onların bu özellikleri yapmakta oldukları görevi yerine getirmede ve vahyin öğretilmesinde önemli katkılar sağlamıştır.
Bunlarsıdk (doğruluk), emanet (güvenilirlik), fetânet (akıllılık), ismet (günah işlememek) ve tebliğ (Allah'ın emirlerini insanlara bildirmek) şeklinde sıralanabilir. Kur'ân-ı Kerîm'in peygamberler için saydığı pek çok olumlu nitelemeler arasında, en dikkat çekenlerden ikisi, onların doğru ve güvenilir kişiler
Zatenpeygamberlerin sıfatları olarak bilinen beş vasfın (sıdk, emanet, fetanet, ismet, tebliğ) dördü onların peygamber olmadan önce da sahip oldukları özellikleri ifade eder. Zaten bu dört vasıf peygamberliğin bir fiil icrası anlamına gelen sonuncusunun (tebliğ) ön şartı gibidir.
Peygamberlerinsıfatları - Sıdk, Emanet, İsmet, Fetanet, Tebliğ 10.11.2015 Sadece İslam - İslami Video
Peygamberlerde bulunması gereken özellikler: Sıdk, Emanet, Tebliğ, İsmet, Fetanet. Sıdk ne demektir? Peygamberlerin sözlerinde ve işlerinde en doğru olmalarıdır. Emanet ne demektir? Peygamberlerin en güvenilir kimseler olmalarıdır. Tebliğ ne demektir? Peygamberlerin ilahî emirleri insanlara dosdoğru olarak bildirmeleridir.
Peygamberlerin Sıfatları Sıdk Emânet Tebliğ Fetânet ismet Nedir Kısaca. Peygamberler hakkında bilinmesi vâcip ve zarûri olan sıfatlar beştir. Sıdk: Peygamberler doğrudurlar. Asla yalan söylemezler. Emânet: Emindirler. (Her hususta kendilerine inanılır.) Tebliğ: Hz.
5H5gO. Peygamberlerin “sıdk”, “emanet”, “fetanet”, “ismet” ve “tebliğ” olmak üzere beş temel özelliği vardır. “Sıdk” peygamberlerin doğru olmaları; “emanet” güvenilir olmaları; “fetanet” akıllı, zeki ve uyanık olmaları; “ismet” günah işlememeleri ve günahtan korunmuş olmaları; “tebliğ” ise Allah’tan aldıkları buyrukları ve yasakları insanlara eksiksiz iletmeleri demektir. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde küfür, şirk veya inkâr içerisinde olmamışlar ve kasten günah işlememişlerdir. Fakat insan olmalarından dolayı Rabbimizin kullarına örnek olmaları için peygamberlerin küçük hataları zelle Kur’an’da insanlara bildirilmiştir. Hz. Âdem’in yasak ağaca yaklaşması, Hz. Musa’nın kastı olmaksızın bir adamın ölümüne sebep olması, Hz. Yunus’un tebliğ bölgesini terk etmesi Kur’an’da zikredilen peygamber zelleleridir. Bunlar peygamberlerin derecesine zarar vermez. Çünkü hiçbir peygamber zellesinde, küçük hatalarda ısrar etmemiştir. Kur’an’da Abese suresinin inmesine vesile olan olay da, Peygamberimizin zellesine bir örnektir. Bir gün Peygamberimiz putperest önderlerin ikna edilmesi hâlinde onları izleyen halkın İslam’ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla konuşmaktaydı. Putperest liderlerden birine İslam’ı anlatırken yanlarına âmâ sahabi Abdullah b. Ümmü Mektûm geldi. Efendimiz belli bir kıvama getirdiği sohbetini kesmek istemediği için Abdullah’ın gelişinden rahatsız olmuş, memnuniyetsizliği yüzüne yansımıştı. Aslında âmâ olan bu sahabinin söz konusu durumdan haberi olmamıştı. Fakat Allah Teâlâ, peygamberini sitemli bir ifadeyle uyaran Abese suresinin ilk ayetlerini indirdi. Bu ayetlerle Hz. Peygamber’in müminlere verilecek emeğin daha verimli olacağını, öğüdün kime fayda vereceğini kesin olarak bilemeyeceğini ve topluluğun ileri gelenlerinden sorumlu olmadığını Bundan etkilenen Hz. Peygamber’in, daha sonra zaman zaman Abdullah’ı gördüğünde, “Kendisinden dolayı Rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba!” diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilmektedir. Bu olayda kasti ve ısrarcı olunan bir günah bulunmayıp, tekrar edilmeyen bir hata için uyarı yer almaktadır.
İçindekiler1 Peygamberlerin 5 özelliği nelerdir?2 Peygamberlerin Özellikleri kaç tane?3 Peygamberlerin görevleri nelerdir 5 sınıf?4 Ismet peygamberlerin hangi özelliğidir?5 Peygamberlerin özellikleri nelerdir?6 Peygamberlerin işleri nelerdir?7 Bir rivayete göre kaç peygamber vardır?8 Peygamberlerimizin görevleri nelerdir açıklayınız?Peygamberlerin 5 özelliği nelerdir?Peygamberlerin özellikleri nelerdir Sıdk Doğruluk demektir. Peygamberler son derece doğru insanlardır. … Emânet Güvenilir olmak demektir. … Fetânet Akıllı ve uyanık olmak demektir. … İsmet Günah işlememek demektir. … Tebliğ Bildirmek 28, 2018Peygamberlerin Özellikleri kaç tane?İslam inancında peygamberlere esas olan toplamda 5 sıfat bulunmaktadır. Bu sıfatlar; emanet, ismet, fetanet, sıdk ve tebliğ olarak sıralanmaktadır. Bu sıfatların geldiği manalar ise aşağıdaki gibi görevleri nelerdir 5 sınıf?Peygamberlerin görevleri, Cebrail getirdiği vahyi insanlara bildirmek, güzel ahlak örneği olmak, dini yaşama ve yayma konusunda örnek olmak, insanlara iyiliği emredip onları kötülükten alı koymaktır. Peygamberler böylece seçilmiş kişiler olarak görevlerini yerine peygamberlerin hangi özelliğidir?İsmet sıfatı İslam'da, Peygamber Muhammed'in ve diğer peygamberlerin ilahi koruma sayesinde günahtan ve yanlıştan uzak olmasını ifade özellikleri nelerdir?Peygamberlerin en önemli görevleri arasında Tanrı'dan almış oldukları emirleri insanlara bildirmektir. İnsanlara emirleri tebliğ eden peygamberler böylece insanları doğru yola sevk ederler. Tanrı'nın emir ve yasaklarını insanlara iletirler. Peygamberlerin bir diğer görevi ise insanlara dine davet işleri nelerdir?Muhammed'e kadar peygamberlerin meslekleri ve nitelikleriAdem sofi, ekinci idi. Hz. … İdris yazıcı, terzi idi. Hz. … Hud tüccar idi. Hz. … İbrahim Haleb'de sütçü idi. Sonra Cenab-ı Hakkın emriyle Kabe-i Mükerreme'yi yapmaya memur avcı idi. Hz. … Yakub Salih kimse idi. Hz. … Eyyüb sabırlı idi. Hz. … Musa çoban rivayete göre kaç peygamber vardır?kac–peygamber–var Kur'an-ı Kerim'de isimleri zikredilen ve peygamber olarak bildirilen 25 peygamber geçmektedir. İlk peygamber Hz. Adem son peygamber ise Hz. Muhammed AS' görevleri nelerdir açıklayınız?Peygamberlerin en önemli görevleri arasında Tanrı'dan almış oldukları emirleri insanlara bildirmektir. İnsanlara emirleri tebliğ eden peygamberler böylece insanları doğru yola sevk ederler. Tanrı'nın emir ve yasaklarını insanlara iletirler. Peygamberlerin bir diğer görevi ise insanlara dine davet etmektir.
Ağrı’dan Ali Polat “Peygamberlerin ismet sıfatının sınırı nereye kadardır? Bilmeyerek, kastî olmayan hatâlarına günah denilir mi?” Peygamberler Allah’ın kelâmını, vahyini, mesajlarını, emirlerini ve yasaklarını insanlara eksiksiz ulaştırmış olan ve tebliğ vazîfelerini hakkıyla yapmış olan Allah elçileridirler. Bizim şartlarımızda yaşarlar; yerler, içerler, konuşurlar, uyurlar, yorulurlar, dinlenirler, yaralanırlar, aç kalırlar, susuzluk çekerler, soğuktan ve sıcaktan müteessir olurlar… Ancak onlar Allah tarafından seçilmiş ve seçkin kılınmış olmaları itibâri ile sâir insanlara göre üstün sıfatlara sahiptirler. Bu üstün sıfatların en belirgin olanları şunlardır 1-Emânet Peygamberler emîn ve güvenilir kimselerdir. Peygamberlerin güvenilir oldukları, kendi kavimlerinin inansın-inanmasın tüm fertlerince de tasdik edilmiştir. 2-Fetânet Peygamberler akıllı ve yüksek zekâ sahibi kimselerdir. 3-Sıdk Peygamberler doğrulukta istikâmet üzeredirler, aslâ yalan söylemezler. 4-İsmet Peygamberler günah işlemekten mâsumdurlar, küçük-büyük, günah, küfür ve çirkin hallerden 5-Tebliğ Peygamberler Allah’ın vahyine mazhar olmuşlar ve bu İlâhî vahyi insanlara eksiksiz tebliğ etmişlerdir. Vazifeleri esnasında ihtiyaç hâsıl oldukça, kavimlerinin anlayışlarına, kültür yapılarına ve seviyelerine uygun olarak mu’cize göstermişlerdir. Zor günlerde vazifelerinde sebatkâr olacaklarına dâir Cenâb-ı Hakka söz Allah’a kulluk makâmı nasıl insanlığın hem en şerefli makâmı, hem en önemli hedefi ise; peygamberlerin de öyledir. Peygamberler insandırlar. Davranışları davranışlarımıza benzer. Peygamberlerin bu şerefli makamda ve bu davranışlar içerisinde “örnek ve model kul olma” gibi bir sorumlulukları da vardır. Görevlerinin zorluğu buradan kaynaklanıyor. İmtihana tâbîdirler. Her an hatâ yapabilme riskini onlar da taşırlar. Fakat örnek kişiliklerini zedeleyecek şekilde günah işlemekten ve tebliğe dönük hatâ yapmaktan korunmuşlardır. Hal böyle olunca; onların insan olduklarından ve davranışları davranışlarımıza benzediğinden hareketle, onları sıradan birer insan saymak ve saygıda kusur etmek hiçbir şekilde câiz olmadığı gibi; vahye ve İlâhî teveccüh ve muhafazaya mazhar olduklarından hareketle onların her hareketlerini beşer üstü görmek de câiz değildir. Üstad Bedîüzzaman’ın ra beyanıyla hem beşerdirler; beşeriyet îtibariyle beşer gibi muâmele ederler; hem resûldürler, risâlet îtibariyle Cenâb-ı Hakk’ın tercümânıdırlar, elçisidirler, vahye mazhardırlar, risâletleri vahye Açık ve gizli günah işlemekten mâsûm olan peygamberlerin, insanlık gereği “sürçme, sehiv ve zelle” tabir edilen küçük hatâlarının vâki olduğunu Kur’ân’dan öğreniyoruz. Hazret-i Âdem as şeytan tarafından yanıltıldı ve Cennet’te yasak ağaçtan yedi;4 Hazret-i Yûnus as, kavmine kızarak çekip gitti;5 Hazret-i Mûsâ as Mısır’da yanlışlıkla bir Kıptî’nin ölümüne sebep oldu, sonra “Bu şeytan amelidir” dedi, pişman oldu ve Allah’tan mağfiret Kur’ân Peygamber Efendimiz asm hakkında da; “Allah, böylece senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar”7 buyurarak, Hazret-i Peygamber’in asm farkında olmayarak yaptığı sehivlerden dolayı bağışlanmış olduğunu beyan eder. Peygamberler bilmeyerek ellerinden çıkan sehiv ve küçük hatâlardan dolayı da, Cenâb-ı Hak tarafından ânında uyarılmışlar ve hatâları düzeltilmiştir. Ancak peygamberlerin küçük sehivlerinin, tamamıyla kendileri ile Rab’leri arasında vâki olduğu; tebliğ ettikleri dîn, ilâhî vahiy ve mesajlarla ilgili ne haberlerinde, ne sözlerinde, ne fiillerinde ve ne de hallerinde küçük de olsa hiçbir hatânın ve sehvin aslâ vâki olmadığı, aslâ unutulmamalıdır. Bize düşen, peygamberleri hatâsız görmektir ve kusursuz kabul etmektir. Çünkü bizi ilgilendiren tarafta en küçük bir sehvin izine bile rastlanmaz. Onların her tavırları ve davranışları bizim yaşadığımız dînin önemli bir kaynağını teşkil eder. Meselâ Peygamber Efendimizin asm sevinçli haldeki sözleri de, öfkeli haldeki sözleri de, üzüntülü haldeki sözleri de bizim için dînin vazgeçilmez bir kaynağıdır ve tüm bu haller vahyin kuşattığı alandan aslâ ayrı değildir! Bunu Kur’ân şöyle bildirir “O hevâsından konuşmaz; O ancak kendisine vahyedilen vahiyle konuşur.”8 Dolayısıyla, peygamberlerin hatâ yapıp yapmadıkları aslında bizi direkt olarak ilgilendiren bir konu da değildir. Onların Allah elçisi oldukları ve her sözlerinin vahiy eseri olduğunu bilmek zâten kâmil bir îmanın da gereğidir ve bu îman bizim için yeterlidir. Peygamberlerin küçük sehivlerini de “mutlak rehber” olmalarına bağlamak daha doğru olur. Bizler ibâdeti, itaati, duâyı, namazı, niyâzı peygamber eliyle öğrendiğimiz gibi; günah işlediğimizde tevbe etmemiz gerektiğini de, hatâ yaptığımızda hatâmızı itiraf edip dönmenin erdem ve fazîlet olduğunu da, tevbe etmenin âdâbını da, günahtan pişman olup Allah’a dönmenin zevk ve lezzetini de peygamberlerden öğrenmeye muhtâç ve mecbûruz. Önümüzde canlı örnekler olmalı ki, kendimize tam rehber alabilelim. Yoksa Cenâb-ı Hak, hiç günahsız ve sıfır hatâsız melek de gönderebilirdi. Ama doğrudan melekten dinlediğimiz bilgiler bizim için gerçekçi ve uygulanır olmaktan uzak olurdu. Siz, balığın karnından kurtulmuş bir melek düşünün ki, kurtuluşu ve duâsı bizim için örnek olsun; mümkün mü? Ama kurtulan da bizim cinsimizden bir insan olduğunda, Üstad Saîd Nursî Hazretlerinin ra ifâdesiyle, hevâ-i nefsimizin de bizim için bir balık mâhiyetinde olduğunu, ebedî hayatımızı sıkıp mahvetmeye çalıştığını düşünebilir; buradan, onun balığından bin derece muzır bir balık içinde bulunduğumuza geçer ve nefsimiz idâresi altında bulunan Yaratıcımıza bir kul olarak Netîce olarak; Hazret-i Âdem’in as tevbesi ve affı, Hazret-i Yûnus’un as balığın karnındaki tevbe ve duâsının makbûliyeti ve Hazret-i Mûsâ’nın as bağışlanma talebine mağfiretle cevap verilmiş olması10, bize, tevbe kapısının ne denli açık bulunduğunu ve bir kul olarak hatâlarımızı itiraf edip Allah’ın dergâhına sığınmamızın ne ölçüde ehemmiyetli olduğunu anlatmaya yetecek mesajlar taşır. Dipnotlar 1- Ebû Hanîfe, Fıkhu’l-Ekber, s. 68; 2- Âl-i İmrân, 3/81; 3- Mektûbât, s. 94; 4- A’râf Sûresi, 7/20,21,22; 5- Enbiyâ Sûresi, 21/87; 6- Kasas Sûresi, 28/15; 7- Fetih Sûresi,48/2; 8- Necm Sûresi, 53/3,4; 9- Lem’alar, s. 12; 10- Kasas Sûresi, 28/16 Benzer konuda makaleler
Question 1. Sıdk Doğru ve dürüst olmak ✓ 2. Emanet Güvenilir olmak X 3. Fetanet Akıllı ve zeki olmak ✓ 4. İsmet Günahlardan korunmuş olmak/ 5. Tebliğ Allah'tan aldığı mesajları ol duğu gibi insanlara bildirmek X Ömer'den yukarıdaki eşleştirmenin doğru olup olmadığının kontrol edilmesi isten- miştir. Peygamberlerin özellikleri ve bunun açıklamaları eşleşiyorsa "/" işaretini yanlış ise "X" işaretini koymuştur. Ömer'in yaptığı işaretlemelerin hangileri yanlıştır? B 1, 2 ve 3 A 2 ve 5 D 1,3 ve 4 C 3 ve 5 YU ÖĞRENME
Peygamberlerin sıfatları nelerdir? Peygamberlerin sıfatları kaç tanedir? Peygamberlerin emanet sıfatı nedir? Peygamberlerin sıfatlarından sıdk ne demek? Peygamberlerin fetanet sıfatı nedir? Peygamberlerin ismet sıfatı ne demek? Peygamberlerin tebliğ sıfatı nedir? Peygamberlerin sıfatları ve insan olmakla birlikte, diğer insanlardan farklı bir takım sıfatlarla donatılmıştır. Bu, onların elçi, rehber ve önder oluşlarının tabii bir sonucudur. PEYGAMBERLERİN SIFATLARI Peygamberlerin sıfatları emânet, sıdk, fetânet, ismet ve tebliğ olmak üzere beş tanedir. 1. Emânet “Güvenilir olmak” demektir. Peygamberlerin hepsi doğru ve güvenilir kişilerdir. Emânete asla hâinlik etmezler. Bir âyette şöyle buyurulur “Bir peygamber için emânete hiyânet yaraşmaz..” [1] Hz. Muhammed’e peygamberlik gelmezden önce, Mekke müşrikleri tarafından “Muhammedü’l-Emîn kendisine güvenilen Muhammed” lakabının verildiği bilinmektedir. 2. Sıdk “Doğru olmak” demektir. Peygamberlerin hepsi doğru sözlü ve dürüst kişilerdir. Kesinlikle yalan söylemezler, sözleri gerçeği yansıtır. Sözlerinin doğruluğu, gerektiğinde mucizelerle desteklenir. Sıdk’ın zıddı olan kizb yalan söylemek peygamber hakkında düşünülemez. Çünkü peygamber, her şeye gücü yeten Allah’ın yeryüzündeki elçisidir. Bu elçiliğin yalan ve hiyânetle etkisiz ve sonuçsuz kalmasına Cenâb-ı Hak izin vermez. 3. Fetânet “Peygamberlerin akıllı, zekî ve hikmet sahibi olmaları” demektir. Peygamber gerçekten insanların en akıllısı ve hikmet sahibi olanıdır. Aptal, ahmak ve geri zekâlı birisinin peygamber olduğu görülmemiştir. Toplumunu ikna edip, onlara önderlik yapabilmek için peygamberin akıllı olması gerekir. Fetânetin zıddı olan “akılsızlık” ve “gaflet” peygamber için düşünülemez. 4. İsmet “Günah işlememek, günahtan korunmuş olmak” demektir. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde şirk ve küfür sayılan bir günahı işlemedikleri gibi, peygamberlik dönemlerinde de kasten günah işlememişlerdir. Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Adem’in, Hz. Musa’nın ve diğer bazı peygamberlerin hata işlediklerinden ve Cenâb-ı Hakk’ın onların bu hatalarını bağışladığından söz edilir. Hatta Hz. Muhammed’in de bazı konularda vahiy yoluyla doğru yola iletildiği belirtilir.[2] Ancak bunlar “zelle” denilen ayak sürçmeleri olup, peygamberden istemeyerek sadır olabilmiştir. Meselâ, Hz. Adem’in yasak ağaçtan yemesi; şeytana güvenmesi ve henüz kötülüğün ne olduğunu tecrübeyle görmemesi yüzünden olmuştur. Daha sonra Yüce Allah onu affetmiş ve kendi nesline peygamber olmuştur. Hz. Muhammed’in, Abese sûresi ile uyarıldığı şu olayı da “zelle”ye örnek verebiliriz. Rasûlullah Kureyş ileri gelenlerinden bir heyete İslâm’ı anlatırken, bir âmâ olan Abdullah İbni Ümmi Mektûm O’nun bu irşadından habersiz olarak içeri girmiş ve yüksek sesle; “Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret” diye seslenmiş ve bu sözünü bir kaç defa tekrar etmişti. Bu durumdan memnun kalmayan Allah’ın Elçisi yüzünü ekşitip öbür yana çevirmiştir. Bunun üzerine Abese sûresi inmiş ve Rasûlullah’a bu davranışının uygun olmadığı bildirilmiştir.[3] Kur’an-ı Kerim’de, açıkça ismet sıfatı zikredilmez. Ancak peygamberlerin, Allah’ın tam olarak kontrolü altında bulundukları belirtilir.[4] Buna Hz. Yûsuf’un durumunu örnek verebiliriz. Züleyha kadınlık çekiciliğini kullanarak Hz. Yûsuf’u aldatmak istediği sırada Yüce Allah’ın koruması şu âyette açıkça görülür “Andolsun ki, o kadın ona meyletti. Eğer Rabb’inin işaret ve uyarısını görmemiş olsaydı, belki Yûsuf da ona meyletmişti.” [5] Ahmed İbn Mübarek bu âyetin tefsiri ile ilgili olarak şöyle demiştir Ümmî mürşidim Abdülaziz ed-Debbağ’a; “Yûsuf o kadına kast ve niyyet ettiği şey ne idi?” diye sordum. Şu cevabı verdi “Onu dövmekti.” Bunun üzerine, kendisine bazı müfessirlerin bu konuda söyledikleri açıklamalardan söz ettim. Bunları şiddetle red ederek dedi ki; “Peygamberlerin ma’sumluğu nerede kaldı? Allah’ın bir veli kuluna feth kalbin manen açılması hali vaki olduğu zaman, Allah onun yetmiş iki zulmet damarını söküp atar ki, onların bir kısmından yalan, bir kısmından kibir, kimisinden riya, kimisinden dünya sevgisi, kimisinden de şehvet ve zina sevgisi ve benzeri kötülükler neş’et ediyordu. Allah’ın veli kulları hakkında durum böyle olunca, ismet sıfatıyla yaratılan ve koruma altında bulunan bir peygamberin nasıl olması gerektiğini düşün!” [6] 5. Tebliğ “Peygamberlerin Allah’tan aldıkları vahiy mesajını eksiksiz olarak ümmetlerine iletmesi” demektir. Tebliğin zıddı olan gizleme kitmân peygamberler hakkında düşünülemez. Peygamber vahyi tebliğinde ne bir fazlalık ne de bir eksiltme yapamaz. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulur “Ey Peygamber! Rabb’inden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, Allah’ın elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.” [7] İslâm inancına göre bütün peygamberler, peygamber olmaları yönüyle eşit kabul edilir ve aralarında bir ayırım yapılmaz. Ancak görevinin büyüklüğü ve Cenab-ı Hak nezdindeki yeri bakımından aralarında derece ayrılığı bulunabilir. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulur “İşte bu peygamberlerden bir bölümünü diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derecelerle yükseltmiştir.” [8] Allah’ın derecelerle yükselttiği kişinin Hz. Muhammed olduğu yorumu yapılmıştır. SADECE PEYGAMBERİMİZE VERİLEN BEŞ HASLET Câbir İbn Abdillah rivâyete göre Nebî şöyle buyurmuştur “Benden önce hiçbir peygambere verilmeyen beş haslet bana verilmiştir. Bunlar şunlardır a Bir aylık mesafedeki düşmanın kalbine korku salmakla yardım olundum. b Yeryüzü bana mescit ve temiz kılındı, ümmetimden bir kişiye nerede namaz vakti olursa, orada namazı kılsın. c Bana ganimetler helal kılındı. d Önceki peygamberler belli bir kavme gönderilirken, ben bütün insanlara gönderildim. e Bana şefâat makamı verildi” [9] Ancak bu üstünlüklerine rağmen Hz. Peygamber övünmeyi ve övülmeyi sevmezdi.[10] Nitekim İbn Abbas’ın mescitte kendisinin ve kimi peygamberlerin üstünlüklerini dile getirdiğini işitince şöyle buyurmuştur “Hiç kimse, Hz. Zekeriyya’nın oğlu Yahyâ’dan üstün olamaz. O günah işlemediği gibi, günahı aklından bile geçirmezdi.” [11] Buna göre Hz. Muhammed’in, diğer peygamberlerden ayırıcı özellikleri şu noktalarda toplanabilir a O, yaratılmışların en üstünü ve Allah’ın en sevgili kuludur.[12] b Onun peygamberliği bütün insan ve cinleri kapsar.[13] c O, son peygamberdir ve görevi kıyamete kadar sürecektir.[14] d Onun getirdiği din son dindir ve en mükemmeldir.[15] Hz. Peygamber’den sonra derece olarak Hz. Nûh, İbrâhim, Mûsâ ve İsâ’nın içinde yer aldığı ulü’l-azm peygamberler, daha sonra rasûller ve nebîler gelir. Aldıkları ağır görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında yılgınlık göstermeksizin insanlara dini tebliğ görevini yerine getiren, bütün zorluklara göğüs germede azim ve sebât gösteren peygamberlere “ulü’l-azm” denir. Bu peygamberlerin adlarının topluca geçtiği âyet şudur “O, dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin diye dinden Nûh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı..” [16] Dipnotlar [1] Âl-i İmrân, 3/161. [2] bk. A’râf, 7/23; Kasas, 28/16; Muhammed, 47/19; Tevbe, 9/43. [3] bk. Abese, 80/1-20; H. Basri Çantay, meal, III, 1146, alt not 2. [4] En’âm, 6/89-90; Enbiyâ, 21/73. [5] Yûsuf, 12/24. [6] Çantay, age, I, 350, Dipnot 34, İbriz isimli eserden naklen. [7] Mâide, 5/67. [8] Bakara, 2/253 [9] Buhârî, Salât, 56, Çağrı neşri, I, 113. [10] Tefsîru Sûre, 17/ 18; İbn Mâce, Zühd, 37. [11] bk. Âl-i Imrân, 3/ 39; Elmalılı, age, II, 150. [12] Âl-i İmrân, 3/110. [13] Sebe’, 34/28. [14] Ahzâb, 33/40. [15] Mâide, 5/3. [16] Şûrâ, 42/13; bk. Ahzâb, 33/7. Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
peygamberlerin özellikleri sıdk emanet fetanet ismet tebliğ