☔ Yasin Suresi 9 Ayet Kaç Defa Okunmalı
pVzzImy. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiÖnlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları çepeçevre kuşattık. Artık Okuyan Kur’an Meal-TefsirÖnlerinden ve arkalarından bir set çektik ve onları çepeçevre kuşattık; gerçeği Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiÖnlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık ve arkalarına birer set çektik*. Böylece onları perdeledik. Artık gerçeği görmezler.*Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiSanki önlerine bir engel, arkalarına da bir engel koyup onları kuşatmışız da göremiyorlar*.Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekÖnlerine ve arkalarına set çekerek onları perdeledik; onlar, artık İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anYine adeta önlerinden ve arkalarından birer set çekmiş ve gözlerini perdelemişizdir de, artık Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiÖnlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıBiz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık sadeleştirilmiş Hem önlerinden bir set, hem arkalarından bir set çekmişiz ve kendilerini sarmışızdır; artık baksalar da Esed Kur'an Mesajıönlerine ve arkalarına setler çektik ve göremesinler diye üzerlerine perdeler geçirdikDiyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiBiz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiHem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezlerSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiÖnlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çektik de onları kapattık; artık önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimBiz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık bir sed ve arkalarından da bir sed çekmişizdir. Gözlerini perdelemişizdir. Bu yüzden artık Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıÖnlerine bir set, arkalarına da bir set çekerek onları bürüdük de artık Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiHem önlerinden hem arkalarından bir set yaparak, öylesine çepeçevre sardık ki, artık hiç göremezler onlar...Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüOnların önlerinden bir set geleceği göremezler ve arkalarından bir set geçmişlerinden ders almazlar oluşturduk da böylece onları bürüdük... Artık onlar Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiÖnlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anÖnlerine ve arkalarına birer set çektik*. Böylece onları perdeledik. Artık gerçeği görmezler.*Rashad Khalifa The Final TestamentAnd we place a barrier in front of them, and a barrier behind them, and thus, we veil them; they cannot Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationAnd We have placed a barrier in front of them, and a barrier behind them, thus We shielded them so they cannot Quran A Reformist TranslationWe have placed a barrier in front of them, and a barrier behind them, thus We shielded them so they cannot see.
Hangi dualar ne zaman kaç defaKimlerin duası makbuldürHacıların, mücahidlerin, dertlilerin, hastaların, gariplerin, mazlumların, yolcuların, ana babanın, bela gelmeden önce dua edenin, çok zikredenin, Müslümanlıkta saçlarını ağartanın, oruçlunun, salih âlimin ve adil idarecinin duaları makbuldür...Devamını Okuyun...
Ana sayfa » Yasin Suresi Merak Edilenler Yasin suresi hakkında merak edilenleri aşağıda sizler için Suresi Hangi Cüzde?Yasin Süresi 22. Suresi Kuran'da Hangi Sayfadadır?Yasin Süresi Kuran'da 439. sayfadadır. Yasin diye 439. sayfada başlar ve 444. sayfada Suresi Nasıl Ezberlenir?Yasin Suresi'ni ezberlemek kişiden kişiye göre değişse de ayet ayet ezberlemek her zaman daha kolaydır. Her ayeti yirmi kere okuyup sonra gözlerinizi kapatıp içinizden de yirmi kere tekrarlama gibi bir teknik kullanabilirsiniz. Aynı zamanda doğru şekilde telaffuz etmek ve okumak için bol bol Yasin Suresi dinlemek büyük önem sayfasına giderek ünlü hafızlardan ve imamlardan yasin suresi Suresi Dilek İçin Nasıl Okunur?Yasin Suresi dua ve dileklerin kabulü için çok faziletli bir suredir. Yaygın olarak 41 yasin olarak bilenen şekli şöyledir. Yasin Suresi 1 gün içinde yada 7 güne bölünerek 41 kere okunursa okuyan kişinin haceti hayırlı ise kabul Suresi Nasıl Teslim Edilir, Nasıl Bağışlanır?Yasin Suresi, yasin duası okunarak teslim edilir yani bağışlanır. Yasin duası sayfasında hem kısa hemde uzun hali ile mevcuttur. Dilerseniz girip okuduğunuz yasini teslim edebilir Yasin Suresi Nereye Kadar Okunur?En az 3 ayet olmak şartı ile istediniz yere kadar suresini okumanın faydaları nelerdir?Yasin suresini okumanın faydaları şunlardırAç olanın karnı, tok olur ummadığı yerden rızk gelir,Susuz olduğu halde kanıncaya dek su olmayan kıyafet bulur,Hastanın eceli gelmemişse şifa bulur,Eceli gelmiş hasta ölüm acısını duymaz,Öldüğü esnada, Cennet meleklerini görür,İnsan korkusundan emin olur,Misafir ve garip yardımcı bulur,Bekarların eş bulup evlenmesi kolay olur,Gayb olan şey Yasin ismini almıştır?Yasin diye başladığı için bu ismi suresinin içeriği nedir?Belli başlı konular olarak; Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem peygamberliği doğrulanmakta, inkar edenle kabul etmeyenleri tehtit etmekte, eski milletlerin inkar ettiklerinden dolayı başlarına gelen azap ve felaketler, insanlar gafletten uyanmaya çağrılmakta, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem teselli edilmekte, Allah’ü tealanın büyüklüğünün ve kudretinin anlatıldığı, ahirete inanmayan her insanın nasıl pişman olacakları, inananların müslümanların ise çok büyük mükafatlara kavuşacakları suresi başı açık ve abdestsiz olarak okunur mu?Kuran Allah’ın bir kelamıdır. Vakıa suresi 79. ayette derki “ Kur-ana temizlenelerden başkası el süremez.” emrinden yola çıkarak Kur-anı Kerim’e abdestsiz dokunmak doğru değildir. Bunu farklı yorumlayanlar olsa da İslam alimlerimizin ortak görüşü olan Kur-ana abdestsiz dokunmanın yanlış abdesti olmadığı ve el dokundurmadan Kuran’dan okuması veya ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuması da bir kimse Kur-anaa el dokundurmadığı gibi okuyamaz da. Ayet-el kürsi, ihlas ve fatiha ayeti ve sureleri okumak isteyen biri sadece dua niyetiyle okursa caiz da başı açık Yasin suresi okuyabilir. Ancak Kur’anaa saygıdan başı kapalı olması daha suresinin Kuran’ın kalbi olarak gösterilmesinin sebebi nedir?Müslümanların çok fazla okuduğu bir suredir ve başka surelere göre fazla rağbet görmektedir. Peygamberimiz Hz Muhammed SAV’in Yasin suresi hakkında söylediği ve okunmasını tavsiye ettiği bazı hadisler vardır. Bu hadislerin bazılarında soruda da olduğu gibi “Yasin, Kur’anın kalbidir.” cümlesi geçmektedir“Her şeyin bir kalbi vardır ve Kur’anın kalbi de Yasindir. Kim Yasin’i okursa, Allah Kur’anı on kere okumuş gibi sevap yazar.”“Yasin suresi Kur’anın kalbidir ve Allah’ı ahiret gününü isteyerek Yasin okuyan birinin geçmiş günahı affedilir ve onu ölülerinize okuyunuz.”Bu sure, kirlenen canlara ve ruhlara, temizlenmiş kanla hayat bahşeden ve çarpıp duran manevi bir kalp Suresinin Kur’anın bir özeti olması nasıl “Ümmül Kitap-Kitabın Anası” denilmişse, Yasin Suresi için de “Kur’anın kalbi”denilmiştir. Sureye böyle denilmesinin diğer nedeni onları durgunluktan kurtarması ve etkileyici üslupta ruhları harekete vücudun emridir ve Yasin Suresi de Kur’an surelerinin emri bu surede kıyamet, yeniden dirilme ve Allah’ın zikri ile ilgili yazılar vardır. Bu yazıları okuyan ve dinleyen her kimse, o hallere, durumlara bir ülfet ve yakınlık suresi ne zaman okunur?Öncelikle istediğiniz her an yasin suresi okuyabilirsiniz. Ama yayın olarak kandillerde, Cuma akşamlarıPerşembe gecesi, Cuma günleri çokça ayın sultanı Ramazan ayının her gün ayrı ayrı niyet ile bir tane Yasin suresi okunur ve niyetlerle okunan Yasin-i Şerif okuyan her kimsenin feyzinin çoğalmasına vesile olduğu ve derde deva olacağı ümit Gün Allah’ın rızasına ermek niyetiyle,2. Gün Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed için,3. Gün Hz. Adem’in ruhu için,4. Gün Hz. Havva’nın ruhu için,5. Gün Hz. Ebu Bekir’in ruhu için,6. Gün Hz. Ömer’in ruhu için,7. Gün Hz. Osman’ın ruhu için,8. Gün Hz. Alinin ruhu için,9. Gün Hz. Fatıma’nın ruhu için,10. Gün Hz. Aişe’nin ruhu için,11. Gün Hz. Hasan’ın ruhu için,12. Gün Hz. Hüseyin’in ruhu için,13. Gün Hz Zeyne Abidin’in ruhu için,14. Gün Ashabı Kiramın ruhlarına adamak için,15. Gün Kur’anı Kerim’e müstağrak olsun diye,16. Gün Ruhunu teslim etme vesilesinin olması için,17. Gün Kabir sualini kolay geçmesine vesile olsun diye,18. Gün Nekir ve Münkerin sualleri kolay olsun diye,19. Gün Kur’anın kabrini aydınlatması vesile olsun diye,20. Gün Kur’anın kabrinde yoldaş olması niyetiyle,21. Gün Mizanında hayrının ağır gelmesine vesile olsun diye,22. Gün Sıratı kolay geçmeye vesiel olsun diye,23. Gün Arşı Alanın gölgesinde gölgelenmeye vesile olsun diye,24. Gün Hediye niyetiyle,25. Gün Yüce Peygamberimize komşu olmak niyetiyle,26. Gün Azrail hoş gelmesine vesile olsun diye,27. Gün Büyük ve küçük tüm günahlarının affı kabul olsun diye,28. Gün Yüce Rabbimizin Cemalini görmeye vesile olsun diye,29. Gün Tüm Müslümanların selameti niyetiyle,30. Gün Cenab-ı Hakka emanet etmek niyetiyle günde Yasin-i Şerif okuduktan daha sonra;”Ya Rabbi! Okuduğum Yasin-i Şeriflerin sevabını ve senin yüce katına emanet ediyorum. Senden başka ibadete layık ilah yoktur ve kemaliyle bilen ve işitensin.” denilerek niyazını ve duasını ne maksatla okursan ona yetişirsin be ayrı ayrı niyetlerle Ramazan’da Yasin suresini okuyan insanın niyetleri ve muratları gerçekleşecek Yasin’i Şerif müstesna bir suredir, faziletleri oldukça fazladır, bunun önemi iyi kavranmalı ve uygun davranılmalıdır. Yâsîn Suresi Hakkında Adını ilk âyetini oluşturan iki harften almıştır. Hz. Peygamber tarafından bu adla anılmış, Buhârî ve Tirmizî’nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur’an’ın kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanılarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandırılmış, ancak bu yaygınlık kazanmamıştır Âlûsî, XXII, 522-523; İbn Âşûr, XXII, 191. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla Tirmizî, “Tefsîr”, 36 bu âyetin Medine’de indiği söylenmişse de bu kanaat benimsenmemiştir Âlûsî, XXII, 523; İbn Âşûr, XXII, 191, 204-205. Sûre seksen üç âyet olup fâsılası “م، ن” harfleridir. Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sır’at-ı müstakim üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır. Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. Yâsîn’in de içinde yer aldığı otuz kadar sûrenin mesânî Hz. Peygamber’e İncil yerine verildiğini belirten hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir Müsned, IV, 107; İbrâhim Ali, s. 224-225, 292. Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Her şeyin bir özü kalbi ve odak noktasının bulunduğunu, Kur’an’ın odak noktasının Yâsîn olduğunu belirten, Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden rivayetler ise zayıf sayılmıştır Müsned, V, 26 [nşr. Müessesetü’r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbn Mâce, “Cenâǿiz”, 4; Ebû Dâvûd, “Cenâǿiz”, 19; Tirmizî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 7; İbrâhim Ali, s. 171-172, 292-301. Bazı tefsir kitaplarında meselâ bk. Zemahşerî, V, 198; Beyzâvî, III, 448 bunlardan başka isnadsız kaydedilen fazilet rivayetleri de vardır. Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde 100 civarında Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayıtları bulunmaktadır. Bu kayıtların yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir İstanbul 1262, 1265, 1273, 1286, 1294, 1316, 1320. Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Ħulâśatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adlı eserinin yine bu kütüphanede on civarında kaydı vardır. İstanbul’un ilk kadısı olan Hızır Bey Çelebi’nin Tefsîr-i Yâsîn-i Şerîf’i Ayşe Humeyra Aslantürk tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır Yâsîn-i Şerif Tefsîri, İstanbul 1997; Isparta 2007. Davut Aydüz Kur’ân-ı Kerîm’in Kalbi Yâsîn Sûresi Tefsiri adıyla bir çalışma yapmıştır İstanbul 2004. BİBLİYOGRAFYA Müsned, IV, 107; V, 26; Taberî, CâmiǾu’l-beyân nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr, Beyrut 1415/1995, XXII, 178; Mâtürîdî, Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân nşr. Mustafa Yavuz, İstanbul 2008, XII, 114; Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl nşr. Eymen Sâlih Şabân, Kahire 1424/2003, s. 282-283; Zemahşerî, el-Keşşâf Beyrut, V, 198; Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl, Beyrut 1410/1990, III, 448; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Ķurǿâni’l-Ǿažîm, Beyrut 1385/1966, V, 598-599; Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî Ǿan şedîdi’ż-żaǾf ve’l-mevżûǾ ve’l-vâhî nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr, Mekke 1408/1987, II, 642; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî nşr. M. Ahmed el-Emed - Ömer Abdüsselâm es-Selâmî, Beyrut 1421/2000, XXII, 522-523, 525; Elmalılı, Hak Dini, V, 4002-4004, 4042; Cafer Şerefeddin, el-MevsûǾatü’l-Ķurǿâniyye ħaśâǿiśü’s-süver, Beyrut 1420/1999, VII, 171-198; M. Tâhir İbn Âşûr, et-Taĥrîr ve’t-tenvîr, Beyrut 1420/2000, XXII, 191-192, 204-205; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, el-Eĥâdîŝ ve’l-âŝârü’l-vâride fî feżâǿili süveri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1421/2001, s. 171-172, 224-225, 292-301; Seyyid Muhammed Hüseynî, “Sûre-i Yâsîn”, DMT, IX, 369-370. Bekir Topaloğlu
Yüce Allah’ın son indirdiği mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de olan Yasin suresinden bahsedeceğiz. Dilerseniz şu soru ile başlayalım. Yasin süresi kaç ayetten oluşur? Seksen üç âyet, yediyüz yirmi yedi kelime ve üçbin harftir. Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Sûre, Kur’an’ın kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanılarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandırılmıştır. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur. Mekkî surelerden olup fâsılası “م، ن” nun ve mim harfleridir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir. Yasin suresi kaçıncı cüzdür? diye merak edenler için 22. cüz’de yer almaktadır. Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” Tirmizî, “Fezâilü’lKur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004. Bismillâhirrahmânirrahîm Rahman Ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla Sîn. 2,3,4.Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. 5, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır. onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. ancak Zikr’e Kur’an’a uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele. biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da bir bir kaydetmişizdir. 13.Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. şöyle dediler “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân, hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” 16.Elçiler ise şöyle dediler “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor.” 17. “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.” ki “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.” de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler. öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi “Ey kavmim! Bu elçilere uyun.” 21.“Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.” 22“Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O’na döndürüleceksiniz.” 23“O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.” 24.“O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.” 25.“Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!” 26,27. Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi. sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik. korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar. önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır. toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler. 34, yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır. 38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri düzenlemesidir. dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler. Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar. “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler. 48.“Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?” diyorlar. ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar. ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. derler “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.” korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır. gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. 58. Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak kendilerine “Selâm” vardır. 59. Allah, şöyle der “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” 60,61.“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” 62. “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?” 63.“İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.” 64.“İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!” 65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu hâlde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. 70.Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik. mi ki, biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilâhlar edindiler. ilâhlar için hizmete hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım edemezler. 76.Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz. bizim, kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” ki “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” 80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. Yasin suresi okunuşu Bismillâhirrahmânirrahîm 1 Yâsîn 2 VeI Kur’ân-iI hakîm 3 İnneke IemineI mürseIîn 4 AIâ sırâtın müstakîm 5 TenzîIeI azîzirrahîm 6 Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn 7 Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü’minûn 8 İnnâ ceaInâ fî a’nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn 9 Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn 10 Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü’minûn 11 innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm 12 İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn 13 Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn 14 İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn 15 KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey’in in entüm iIIâ tekzibûn 16 KâIû rabbünâ ya’Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn 17 Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn 18 KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm 19 KâIû tâirüküm meaküm ein zukkirtum beI entüm kavmün müsrifûn 20 Vecâe min aksaImedineti racüIün yes’â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn 21 İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn 22 Vemâ Iiye Iâ a’büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn 23 Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey’en veIâ yünkizûn 24 İnnî izen Iefî daIâIin mübîn 25 İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn 26 KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ’Iemûn 27 Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn 28 Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn 29 İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn 30 Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye’tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn 31 EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn 32 Ve in küIIün Iemmâ cemî’un Iedeynâ muhdarûn 33 Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’küIûn 34 Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a’nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn 35 Liye’küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn 36 SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’Iemûn 37 Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn 38 Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm 39 VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm 40 Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn 41 Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn 42 Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn 43 Ve in neşe’ nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn 44 İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn 45 Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn 46 Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu’ridîn 47 Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâuIIâhü et’ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn 48 Ve yekûIûne metâ hâzeI va’dü in küntüm sâdikîn 49 Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn 50 FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn 51 Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn 52 KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn 53 İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un Iedeynâ muhdarûn 54 FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ’meIûn 55 İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn 56 Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn 57 Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn 58 SeIâmün kavIen min rabbin rahîm 59 VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn 60 EIem a’hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ’buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn 61 Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm 62 Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta’kıIûn 63 Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn 64 lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn 65 EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn 66 VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn 67 VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn 68 Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya’kiIûn 69 Ve mâ aIIemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur’ânün mübîn 70 Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn 71 EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn 72 Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’küIûn 73 Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn 74 Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn 75 Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn 76 FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na’Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu’Iinûn 77 EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn 78 Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm 79 KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm 80 EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn 81 EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm 82 İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûIe Iehû kün, feyekûn 83 FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey’in ve iIeyhi türceûn.
❬ Önceki Sonraki ❭ وَجَعَلْنَا مِنۢ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَٰهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ
yasin suresi 9 ayet kaç defa okunmalı